Dünya yaş aldıkça ve bireysel önlemler yetmedikçe “sürdürülebilirlik” kavramı kolektif bir desteğe ihtiyaç duymaya başlamıştır. Böylece “sürdürülebilirlik” şirket içi uyum projeleri süreçlerinde son zamanlarda en çok karşılaşılan terimlerden biri haline geldi. Sürdürülebilirlik bilinci ile yola çıkan şirketler dışında bugün bu süreçlere uyum sağlayan şirket sayısı çok düşüktür. Ülkemizde sürdürülebilirlik ve devamındaki kavramların mevzuatımıza dahil olması ile şirketlere düşen yükümlülükler de artış göstermektedir. Sürdürülebilirlik kavramı içinde birçok farklı kavramı ve bunların getirmiş olduğu düzenlemeleri de içinde barındırması sebebiyle özellikle Avrupa Birliği içindeki ülkeler ile ticaret yapan şirketler için zorunlu bir kavram haline gelerek çeşitli sorumluluklar yüklemektedir.
“Şirketler için Sürdürülebilirlik” başlığı altındaki yazılarımızda şirketlerin en çok karşılaştığı sürdürülebilirlik kavramları, bu kavramların şirketler için gereklilikleri, şirketlerin ilgili bu kavramlara adaptasyon süreçleri ele alınacaktır.
KARBON AYAK İZİ NEDİR?
Karbon ayak izi gündelik hayattaki faaliyetlerimiz ve tüketimlerimizle atmosfere yayılan karbondioksit gazı dahil tüm sera gazlarının (CO2) ton eşdeğeri cinsinden miktarını ifade etmektedir. Daha basit bir ifade ile esasen insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü olarak da tanımlanabilir.
KURUMSAL KARBON AYAK İZİ NEDİR?
Kurumsal karbon ayak izi, kurumların gerçekleştirdikleri faaliyetler sonucunda ortaya çıkan sera gazlarının karbondioksit eşdeğeri cinsinden ölçülüp ortaya konmasıdır. Kurumsal karbon ayak izi, kurumun bir önceki yıla ait faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonlarının hesaplanmasıyla belirlenmektedir.
ŞİRKETLER İÇİN KARBON AYAK İZİ RAPORLAMASI NEDEN GEREKLİDİR?
Kurumsal Karbon Ayak İzinin hesaplanması ve rapora dökülmesi geçmişte şirketler için bir sosyal sorumluluk projesi veya bir pazarlama stratejisi olarak görülmekteydi. Ancak günümüzde kurumsal karbon ayak izi hesaplaması, Avrupa Yeşil Mutabakatı (EU Green Deal) kapsamında şirketler için yasal yükümlülük olarak zorunlu bir aksiyon haline gelmiştir. Şirketlerin Karbon Ayak İzi Raporlaması yapmasının gereklilikleri şu şekilde sıralanabilir:
1) YASAL ZORUNLULUK
Özellikle Avrupa Birliği’ndeki ülkeler ile ticari faaliyetlerde bulunan şirketlerin ve bu şirketlerin tedarikçisi olan şirketlerin Kurumsal Karbon Ayak İzi hesaplaması yapıp rapor elde etmesi zorunluluk teşkil etmektedir. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na (CBAM- Carbon Border Adjustment Mechanism) göre, ihraç edilen ürün ile ortaya çıkan karbon için şirketler vergi zorunluluğuyla karşılaşacaktır. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kademeli olarak ticari hayatta uygulanacak olup, 1 Ekim 2023 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir. Bu sebeple Avrupa Birliği içindeki şirketler ile ticari faaliyette bulunan ya da ilgili şirketlerin tedarikçisi olan şirketlerin Karbon Ayak İzi Raporlaması için gerekli adımları atmaları gerekmektedir.
2) YATIRIMCI VE MÜŞTERİ TALEPLERİ
Küresel çapta sürdürülebilirlik kavramının ciddi bir yükselişte olması sebebiyle, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilirlik ile ilgili gelen diğer kavramlara da önem veren şirketlerin değeri hızla artmaktadır. Birçok yatırımcı ve müşteri için bir şirketin çalışmalarını yeşil dönüşüme uygun olarak ilerletmesi, yeşil dönüşüme çeşitli katkılar sağlayarak kolektif bir sürdürülebilirlik çalışması yürütmesi o şirketin tercih edilmesi noktasında güçlü bir sebep olarak görülmektedir.
3) ŞİRKET VE MARKA DEĞERİ
Küresel iklim krizini durdurmak için şirketlerin hızlı harekete geçmesi ve kendi eylem planlarını oluşturması gerekmektedir. Şirketlerin karbon ayak izini hesaplatıp bunu raporlaştırması, iklim ve çevreye duyarlı bir duruş sergileyip sürdürülebilirlik hareketine katkı sağladıklarını göstermektedir. Sürdürülebilirlik noktasında yapılan bu eylemler marka imajını artırmaktadır. Dünya çapında önde gelen markalar, karbon ayak izi hesaplanmasını etkin bir pazarlama yöntemi olarak kullanmaktadır.
4) EMİSYON TİCARET SİSTEMİNE KATILIM
Ülkemizde de hazırlıkları yapılan Emisyon Ticaret Sistemi (“ETS”), sera gazı emisyonu fazla olan şirketin az olan şirketten karbon sertifikası satın alabilmesini sağlamaktadır. ETS, sistemde bulunan şirketler arasında karbon emisyonu ticareti yapılmasına olanak sağlayan bir sistemdir. Bu sistem sayesinde belirli bir zaman dilimi içerisinde atmosfere salınacak sera gazı miktarına ilişkin bir kesinlik sağlanmaktadır. Bununla birlikte belirlenen sınır değeri zaman içerisinde düşürülerek, karbon salınımının da günden güne azaltılması hedeflenmektedir. Türkiye’de yakın zamanda oluşturulacak olan bu sisteme katılmak için kurumsal karbon ayak izi raporunun var olması gerekmektedir.
SONUÇ
Küresel çapta öneme sahip olan sürdürülebilirlik kavramı ile ilgili Karbon Ayak İzi kavramı Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı (EU Green Deal) için büyük önem taşımaktadır. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ile, Avrupa’da hızlı bir yeşil dönüşüm yaşanmaktayken, Avrupa Birliği ile yoğun ticari ilişkilere sahip olan Türkiye’de de yeşil dönüşüm hareketi başlamıştır. Türkiye, sürdürülebilir, doğal kaynak açısından etkin ve yeşil bir ekonomi benimseyerek 2053 yılı için karbon nötr bir ülke olmayı hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşmak için, karbon ayak izinin hesaplanması, raporlanması ve karbon azaltım stratejilerinin belirlenmesi büyük önem teşkil etmektedir.